Çoban Kızı
O zaman henüz 18 yaşındaydım. Liseyi yeni bitirmiş ve üniversiteye hazırlanıyordum. Ders çalışmaktan sıkıldığım zamanlarda, kırlara tarlalara gezmeye çıkardım. Ailemle
beraber köyde yasar ve çiftçilikle uğraşırdık. Yine bir gün tarlalarımızı gezerken ekili seker pancarinda koyun otlatılmış olduğunu gördüm.” Aman Tanrım
onca emeğimiz heba oldu” diye üzülüp sinirlendim. Kim yapmıştı bu .
pisligi acaba? Ertesi gün tufegimide yanıma alarak seker pancarı tarlasına gittim ve böğürtlenlerin arasına saklanıp beklemeye başladım. Mal canin yongasıydı, evimizin geçim kaynağıydı. Fazla eklemedim bir sure sonra uzaktan duyulan
koyun çanlarının sesi giderek yaklaşmaya başladı. Ve koyunlar alışık oldukları tarlaya hızla doluştular. Gözlerim çobanı aradı. O da koyunlarının başında onların pancarları yemesini izliyordu. Fakat bu çoban bir kızdı. Evet evet bu bir kızdı. Onyedi onsekiz yaşlarında güzel yüzlü minyon bir kızdı.Çok sinirli olmama rağmen onu görünce birden sinirim geçti. Tepeden tırnağa söyle bir baktım. 160 boylarında zayıfça fakat oldukça iri memeleri ve dolgun kalçaları vardı. Sari saçları iki orgu ile ortadan ayrılmış ve kırmızı bir yazma ile yarısı örtülü
idi. Üzerinde çiçek desenli eski bir elbise ve altında yine çiçek desenli bir don vardı. Birden karşısında beni görünce irkildi. “Seni hırsız seni nedir senin bu yaptığın dedim.” “Vallahi ağabey koyunları tutamadım tarlaya giriverdiler ne olur affet” dedi.” Olmaz koyunlara
el koyacağım baban zararı ödeyip koyunları alsın” dedim.”Ne olur yapma ağabey babam beni oldurur. Ne olur affet gideyim” diye ellerime sarıldı. Bu arada o kadar çok sokulmuştu ki adeta birbirimize sarılmıştık. Aletim birden uyandı ve pantolonumu zorlamaya başladı. “Benimle sevişirsen
bırakırım” deyiverdim.”Yaa bir gören olursa.. hem ben kızım..” dedi. “Olacak canim sadece sevişiriz içine sokmam korkma hadii “dedim. Başını önüne eğdi, utancından kıpkırmızı olmuştu.”Peki öyleyse” sözü dudaklarından dökülüverdi. Elinden tuttum ve böğürtlenlerin arasına oturdum. Üzerine uzanıp dudaklarından öpmeye başladım. Heyecandanmi
korkudanmi bilmem tirtir titriyordu. “Sakin ol, korkma canim” diye kulağına fısıldayıp gerdanından öpmeye başladım. O da yavaş yavaş havaya girip
ensemi ve saçlarımı okşamaya başladı. Elbisenin düğmelerini çözüp memelerini okşamaya başladım. İçinde sutyen yoktu ve memeleri mermer gibi sert ,bir
o kadar da pürüzsüzdü. Artık iyice havaya girmiş zevkten inim inim inliyordu. Elbisesini çıkartmasını söyledim. İtiraz etmeden çıkardı. Tanrım ne güzel memeleri vardı. Meme uçları heyecandan dimdik olmuştu. Önce dilimle meme uçlarının etrafını yaladım. İnlemeleri giderek artıyordu. Memelerimi okşayıp hoyratça emmeye
başladım. Elimi donundan içeri sokup amini ellediğimde aminin sırılsıklam olduğunu gördüm. Orta parmağımla söyle bir yokladım, çok dardı ve parmağım girmiyordu. Donunu çıkartmama hiç tepki göstermedi. Sanki oda zevkten uyuşup sarhoş olmuştu. Kılları henüz tam çıkmamış çıkan kıllarda yeni temizlenmiş
kalın diş dudakları olan küçücük kutu önümde sere serpe yatıyordu. Bu görüntü deli olmama yetmişti. Aletim sanki pantolonumu delip çıkacaktı. Dayanamayıp pantolonumu çıkardım. 18 cm. uzunluğu ve 6.5 cm kalınlığı olan kocaman kut baslı mermer gibi sert, damarlı aletim sanki
patlayacaktı. O küçük kutuya sürtmeye başladım. Kız deli oluyor başını iki yana sallayıp zevkten inliyordu. Kalın dudaklar arasına yerleşmeye çalışan koca yarak sanki şeftaliyi ikiye ayıran bir bıçak gibiydi. Ben kutuya girmek için zorluyor oda bacaklarını belime dolamış bana olabildiğince
yardim ediyordu. Bu gayretle aletimin kafası içeriye girmişti. Artık 2-3 cm. kadar içindeydim .Öylesine gidip gelmeye başlamıştım. Kız altımda deliriyordu.Fakat bir turlu içine tam giremiyordum. Sonunda dayanamayıp bir volkan gibi patlarcasına boşaldım. Kız o anda sanki bir rüyadan uyanmış ve korkunç bir çığlık atmıştı. Hemen üzerinden çekildim. Penisimin dışarı cikmasiyle beraber o küçük kutudan kan yürümüştü. Bacaklarından kanlar sızıyor, amcigi meni ve kan bulaşığı içinde berbat görünüyordu.İste o anda benimde .
aklim başıma geldi. ” Tanrım ne yaptım ben?” dedim. Korkarak
ona baktım. Yerde bulduğu pis bir bez parçasıyla temizlenmeye çalışıyordu. ” Ben ben o…özür dilerim dedim.” O gözlerimin içine baktı
ve artık faydasız “dedi. Gözlerinden yaslar tesbih tanesi gibi dökülüyordu. Giyindi, koyunlarını topladı ve surdu. Arkasından “Hey ! adin” dedim”
Adin neydi senin “. Dondu buruk bir gülümsemeyle Çoban Kız” dedi. . Bugün 38 yaşımdayım ve o günü daha dün gibi üzülerek hatırlarım…
Bir yanıt yazın